Nevşehir ürgüp ilçesi hakkında bütün merak ettiğiniz bilgiler yer almaktadır. Kapadokya ürgüp gezi yerleri nerelere gidilir, tarihive turtistlik yerler hakkında detaylı bilgiler yer almaktadır.
Doğal güzellikleri ve eşsiz tarihi ile Kapadokya’nın en güzel ilçelerinden birisi olan Ürgüp, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bölge, ulaşım açısından gelişmiş olup çok sayıda konaklama seçeneği mevcuttur. Farklı zevk ve bütçelere hitap edebilecek bu sevimli ilçe, Nevşehir’in batısında kalmaktadır. Avanos’un güneyinde, Kayseri’nin ise batısında yer almaktadır.
Ürgüp, insanlığın en eski yerleşim yerleri arasında yer almaktadır. Yıllar boyu yapılan sayısız kazı çalışmaları sonucunda bölgede taş devrine kadar uzanan kalıntılar bulunmuştur. Bir buzul tabakası ile kaplı olan Ürgüp ve çevresinin yaşanan volkanik patlamalarla birlikte buzdan arındığı tahmin edilmektedir. Daha sonra insanların yerleşmeye başladığı bölgede çok sayıda tatlı su kaynağı bulunmaktadır. Binlerce yıl öncesinde insanların yerleşim yerlerini bu tatlı su kaynaklarının yakınlarına kurduğu düşünülünce bölgenin değeri daha iyi anlaşılabilmektedir.
Her ne kadar bölgede insan yerleşiminin taş devrine kadar gidildiği tahmin edilse de yıllar içerisinde yaşanan fiziksel ve insani etkilerle birlikte izler kaybolmuştur. Bu nedenle Ürgüp’ün en eski tarihi ile ilgili net bir bilgi vermek mümkün değildir.
Hitit dönemine gelindiğinde ise; Kapadokya’nın önemli bir yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Ürgüp sınırları içerisinde yapılan arkeolojik çalışmalar esnasında bu dönemi içerisinde barındıran neolitik dönemde kullanılmış aletlere rastlanmıştır. Neolojik dönemden itibaren kullanılmaya başlanan yerleşim yerleri keşfedilmiş ve bu bölgelerde çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Bizans döneminde kullanılan evlerin altında yer alan yer altı şehirlerine ulaşılmıştır. Bu eserlerin Helenistik özellikler taşıdıkları dikkat çekmiştir. Bu nedenle akınların sıklıkla yaşandığı ve halkın her daim korunmaya ihtiyaç duyacağı bir bölge olduğu düşünülmüştür.
1960’lı yıllarda gerçekleştirilen çalışmalarda ise; Hititlerin yanı sıra Frig, Roma ve Bizans medeniyetlerine ait çok sayıda esere rastlanmıştır. İnsanların yerleşik hayatı tercih etmeye başlaması ile birlikte Kapadokya daha da değer görmeye başlanmıştır. Yaşamsal ihtiyaçların üretiminin yapıldığı bölge aynı zamanda ticari yolların da üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle bölgeye farklı ülkelerden tüccarlar sık sık seyahat etmiş ve bölgede kültürel etkilimler yaşanmıştır.
Milattan sonraki yıllarda Perslerin hakimiyeti altında da kalan bölgede, bu medeniyete ait önemli kalıntılar bulunmaktadır. Perslerin ateşe tapması ve bölgede volkanik patlamalar yaşanmış olması Perslerin bölgeyi kutsal olarak kabul etmesini sağlamıştır.
Perslerin ardından Makedonya’nın hakimiyetine giren Ürgüp ve çevresi daha sonra Roma ve Bizans egemenliğine girmiştir. Bölgede kalan eserlerin önemli bir kısmı da bu dönemlere aittir. Yalnıza ticaret değil dini açıdan da önemli bir merkez olarak kabul edilmiştir. Bölgede bulunan kaya kiliselerin, bölgenin dini merkezine ait olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Ürgüp ve çevresinde Roma dönemine ait çok sayıda mezarlık da bulunmaktadır.
Yapılan tarihi araştırmalar Ürgüp adının, bölgenin ilk isimlerinden birisi olan “haios” kelimesinin Türkçeleşmesinden geldiğini göstermektedir. Tarihi ikinci yüzyıla kadar uzayan bu isim, dönemin önemli papazlarından birisine aittir. İsmin okunuşu ise; “prokopipos” şeklindedir. Bu isimde yer alan eklerin zaman içerisinde ortadan kalkarak kelimenin değişime ulaşması ile birlikte “Ürgüp” şeklinde anılmaya başlanmıştır.
Selçukluca kaynaklara baktığınızda da “Prokop” şeklinde yazıldığına ve okunuşunun “Pireküp” olduğunu görebilirsiniz. Günümüzde Sırbistan sınırlarında yer alan ve Ürgüp olarak anılan farklı bir yerleşim yeri daha bulunmaktadır. Bu yerleşim yeriyle ilgili kaynaklarda da “Prokopios” olarak anılması, kelimenin benzer şekilde değişime uğradığının önemli kanıtıdır.
Kelimenin kökenine inildiğinde karşınıza çıkacak bir başta tez ise; Ürgüp adının kaya kalelerinden geldiğidir. Büyük kayalar anlamına gelen “küp” ve kale anlamına gelen “ur” kelimelerinin birleşip değişime ulaşmasından kaynaklanabileceği düşünülmüştür.
Ürgüp yaklaşık 560 kilometre karelik alanda kurulan Nevşehir ilçelerinden birisidir. Merkez ilçenin haricinde, Nevşehir’in en kalabalık ilçesi olma özelliği taşımaktadır.
İlçe merkezinde yaklaşık 23.000 kişi yaşamaktadır. Köylerle birlikte Ürgüp nüfusu 35.000’e kadar çıkmaktadır.
Ürgüp’ün eğitim durumu oldukça yüksek olup okuma yazma oranı %100’e yakındır. İlçede 33 adet okul bulunmaktadır. Bu okullarda yeterince derslik ve öğretmen bulunmaktadır. Yaklaşık 5500 öğrencinin eğitim aldığı ilçede teknik eğitim dahi verilmektedir.
İlçede 3 farklı üniversiteye ait meslek yüksek okulları bulunmaktadır. Bu okullarda sivil havacılık, bilgisayar programcılığı, şarap üreticiliği gibi ilgi çekici bölümler mevcuttur.
Ürgüp Anadolu’nun ilçelerinden birisi olup klasik bir şekilde karasal iklim gözükür. Yaz aylarında nem oranının az olduğu bir sıcaklık hakimdir. Kış aylarında ise; havalar oldukça soğuktur. Ayrıca gün içerisinde de sıcaklık derecelerinde ciddi farklılıklar gözükebilmektedir.
Tarımcılığın önemli bir gelir kaynağı olduğu Ürgüp’te karasal iklime uygun ürünler yetiştirilmektedir. Çeşitlilik son derece düşük olup ağırlıklı olarak tahıl ve patates üretilmektedir. Ayrıca bölge, patates yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olup Türkiye’nin patates ihtiyacının karşılanmasına büyük katkıda bulunmaktadır. Ayrıca başta üzüm olmak üzere armut, kayısı, badem gibi meyveler de yetiştirilmektedir.
Her geçen gün daha fazla turist tarafından ziyaret ediliyor olması, Ürgüp’ün ekonomik faaliyetleri arasında turizmin önemli bir yer tutmasını sağlamaktadır. Bölgede çok sayıda turistlik işletme vardır. Bölge halkının önemli bir kısmı bu işletmelerde çalışmaktadır. Ayrıca ihtiyaç duyulan tüketim ürünlerinin ticareti yapılmakta ve sanatsal eserler turistlere pazarlanmaktadır.
Ürgüp bölgesinde yeterli miktarda mera bulunmamaktadır. Bu nedenle hayvancılığın temel geçim kaynakları arasında olduğu söylenemez. Ancak büyük baş hayvancılıkla da ilgilenen aileler mevcuttur.